Köy 17. yüzyıl başlarında kurulmuştur. 1642 yılı Avarız defterlerinde Karye-i Çirişli-yi Kebir ve Karyei Çirişli-i Sagir (Büyük ve Küçük Çirişli) olarak geçmektedir. Günümüzde ise iki köy, Yukarı Çirişli ve Aşağı Çirişli olarak anılmaktadır. Köyde 22 hane kendir işiyle uğraşmaktadır. 1837 yılı Canik Liva Defteri?nde köy tek muhtarlık altında olup, köyün ilk muhtarı Viraz Oğlu Abdullah?dır.

Farsça?da siriş diye geçen bu sözcük bize ilk olarak çirişotunu anımsatıyor. Çirişotu; bir çenekgiller sınıfının zambakgiller familyasından salkı durumunda beyaz çiçekli, yumrulu, otsu çok yıllık bitkidir. Kökündeki nişastadan çiriş yapılır. Çirişli bu yönde; çirişle yapıştırılmış, çiriş sürülmüş veya çiriş sürülerek inceliği giderilmiş bez anlamındadır. Çirişotu kökünün öğütülmesi sonucu elde edilen bir tozla yapılan bir nevi tutkal olan yapıştırıcı macun da bu adla anılır.

Mahalli adı, sarı çiriş, dağ pırasası, yabani pırasa olan bu sebzenin anavatanı Asya olup ülkemizde Doğu ve güneydoğu bölgelerinde yetişir. Karadeniz bölgesine uygun yetişme koşulları bulunmaz.

Çiriş sürülmüş anlamında da kullanılır. Köyleri gezdiğimizde iki köye aynı uzaklıktaki yoldan bakıldığında Aşağı Çirişli çevresine göre daha çukur bir alanda kalırken, Yukarı Çirişli bir yamaç üzerine kuruludur.

Kaynak : Mehmet KÖSEOĞLU